Yalçın'ın Maceraları

26 Aralık 2008 Cuma

petit oiseau

yüz elli altı.  peder beyin saplantıyla yaklaştığı okul numarası. yandan yandan ve de yahşi yahşi baktığım bu fotoğrafım da diğer bir saplantısı. bugün itibariyle ikisi bir araya geldi. ayrıca, antonioni filmlerinden kopup gelen bir kare gibiymiş, tolga abi öyle dedi. madem entel ortamlara girdik, john berger de desin o vakit; fotoğrafta ilk fark edilen, benefiber kutusu mudur, gözlerimden çıkan ışığın fotoğrafçıya doğru çizdiği eğri midir? küçücük bir ayağın topuğuna tam oturmamış bir çorabın, fotoğrafçıya yönelen meraklı bakışın önüne geçebilmesi için, bir fotoğrafa kaç defa bakmak gerekir?

17 Aralık 2008 Çarşamba

21 haftayı devirdik, ters dönüp kitap okumayı becerdik



ne yapıyoruz; önce bir giyiniyoruz, atlet de yakışıyor ama öyle cıbıl cıbıl dolaşmak istemiyoruz, üşüyoruz... 

ne yapıyoruz; ters dönüyoruz, kameraya kafa atacakmış gibi iyice yaklaşıyoruz, artistik poz veriyoruz...

ne yapıyoruz; kamerayı bırakıyor, kitaba doğru sürüne sürüne ilerlemeye çalışıyoruz...

ne yapıyoruz; kitabı okumaya başlıyoruz, oğlak ve yavru rakun epey sürükleyici konular zaten, ilgiyle takip ediyoruz...



ne yapıyoruz; bizimkiler masada kahvaltı yapmaya kalkışırlarsa rahat durmadığımız için, yerde kahvaltı yaptırıyoruz... 


naapıyoruz, naapıyoruz, zıplıyoruz, zıplıyoruz, karaakartaaaaaaaaaal, oooooooooooooooo o