Yalçın'ın Maceraları

21 Ekim 2008 Salı

90 gün oldu, gündüzleri uyumamaya karar verdim



90 gün oldu, muhabbetler alevlendi, yumruklar açıldı, parmaklarla işaret başladı, iki yumruk birden ağıza atılıp şaşı şaşı bakılmaya başlandı, gazlar azaldı... hepsi iyi de... uyku da azaldı. 

yaşıtlarım gündüzleri uyuyormuş. benim öyle bir huyum yok çok şükür. gündüz dediğiniz benim eğlendirilmem için en uygun vakit. çıngırak mı sallarsınız, karşıma geçip göbek mi atarsınız, karakartal ooooo mu yaparsınız, uyduruk kaydırık öyküler mi anlatırsınız, kucağınızda mı dolaştırırsınız, el kuklalarıyla oyalamaya mı çalışırsınız, bütün gün ninni mi söylersiniz, ne yaparsanız yapınız, uyumaaaaam... yemezler...

6 Ekim 2008 Pazartesi

bütün gün bu resime bakıp konuşabilirim


alttaki resim bizim evin duvarında asılı. yetmiş beş gündür aranızdayım, bu kadar konuşulası, gülünesi bir şey görmedim. bütün gün kendisiyle muhabbet halindeyiz. bir rivayete göre, henüz bu yaşlarda kontrastları severmişim, siyah beyaz dikkatimi çekermiş falan filan. laf tabii. ne güzel resim, heidi lange diye isveçli bir teyze çizmiş, afrika'da yaşıyormuş, mısır anıştırmalı kadının omzuna kondurduğu motiflere bakın hele, onlarla konuşmayıp da ne yapayım?..

üstteki fotoğraf ise, annemin beni konuşturma, güldürme girişimlerinin bir özeti gibi; öyle çeneme dokunulunca bir iki agu gugu yapıyorum, seviniyorlar sanki. yeter o kadar, "anne" diyecek halim yok ya, daha neler?.. ilk ne diyeceğim şimdiden merak konusu, cemal süreya'nın üvercinka'sından okurum belki:

Aklıma kadeh tutuşların geliyor
Çiçek Pasajında akşamüstleri
Asıl yoksulluk ondan sonra başlıyor
Bütün kara parçalarında
                           Afrika hariç değil...